Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e yönelik saldırılarını başlatmasından günler sonra Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Tel Aviv’e gelen ilk Batılı liderlerden biriydi. İsrail başbakanı Benjamin Netanyahu’nun yanında durarak, Almanya’nın "tek bir yeri olduğunu ve o da İsrail’in yanında olduğunu" ilan etti. Bu yer, İsrail’in en büyük ikinci silah tedarikçisi ve liderliğinin destek çağrısında bulunduğu bir ülke olan Almanya için artık giderek daha garip geliyor. ülke için bir “Staatsraison”, Holokost’un kefaretinin bir yolu olarak ulusal bir varoluş nedeni. Geçtiğimiz hafta, İsrail’in Gazze’deki ölümcül saldırısı devam ederken, şansölye Tel Aviv’de bir kez daha Sayın Netanyahu’nun yanında yer aldı ve farklı bir ton sergiledi. "Hedef ne kadar önemli olursa olsun, bu kadar yüksek maliyetleri haklı gösterebilir mi?" diye sordu. Gazze sağlık otoritelerinin 32.000’i aştığını söylediği ölü sayısı ve bölgede yaklaşan kıtlık beklentisi üzerine uluslararası öfke büyürken, Alman yetkililer ülkelerinin desteğinin çok ileri gidip gitmediğini sorgulamaya başladılar. Berlin’deki Küresel Kamu Politikası Enstitüsü müdürü Thorsten Benner, “Almanya için değişen şey, İsrail’e verilen bu koşulsuz desteğin savunulamaz olmasıdır” dedi. "Bu Staatsraison kavramına bağlı kalarak,…
Daha fazla oku@ISIDEWITH2mos2MO
Uluslararası kanunlara ve sözleşmelere olan taahhütlerimiz, uluslar arasındaki çatışmalara verdiğimiz tepkileri ne şekilde şekillendiriyor, sınırlıyor veya güçlendiriyor?
@ISIDEWITH2mos2MO
Özellikle şiddetin ve insani krizlerin tırmandığı durumlarda ahlaki yükümlülüklerimizi siyasi ittifaklarımızla nasıl dengeleyebiliriz?
@ISIDEWITH2mos2MO
Özellikle eylemler uluslararası insani standartlarla çatıştığında sadakatin sınırları olmalı mı?
@ISIDEWITH2mos2MO
Bir dostumuzun ya da müttefikimizin desteği zararlı olabilir mi ve bunu nasıl fark edip çözüme kavuşturabiliriz?
@ISIDEWITH2mos2MO
Tarihimiz, başkalarını desteklemek için aldığımız mevcut kararları nasıl etkiliyor ve tarihsel yükümlülüklerin yeniden değerlendirilmesi gereken bir nokta var mı?